Baromuz Hayvan Hakları Komisyonu tarafından Baro Başkanlık Odasında “Hayvan Hakları İle İlgili” basın açıklaması yapılmıştır.
KAMUOYUNA VE BASINA DUYURU
Son günlerde belirli kesimlerde maalesef bir süredir sokak hayvanları ile ilgili olumsuz gündem oluşturma çabaları kamuoyunu meşgul etmektedir. Öncelikle belirtmemiz gerekir ki, yaşanan olumsuzluklar nedeniyle bizler de oldukça üzgünüz ve sağlık sorunu yaşayan tüm yurttaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Bunun yanında yaşanan sorunun odağını “hayvanların var olması ve ortak yaşam alanlarını paylaşmamız” olarak göstermek isteyen anlayışı da makul ve kabul edilebilir bulmadığımızı vurgulamak istiyoruz.
Sorunu ,kötü kentleşme ,gerekli bakım ve sağlık tedbirlerinin alınmaması , yasada ki başta kısırlaştırma ve hayvan nüfusunun kontrol ve kayıt altına alınması çalışmalarının yetersizliğinde aramak yerine, doğrudan hayvanları hedef gösteren anlayışı tehlikeli bir söylem olarak gördüğümüzü önemle ifade etmek istiyoruz. Son günlerde , özgürce yaşamaya hakkı olan dünyada varlığını sürdürmeye çalışan sokak hayvanlarımıza karşı şiddet ve nefret içeren bir takım söylem ve eylemler ile karşı karşıya kalmaktayız. Bunun yanı sıra sosyal medyada, kimi basın organlarında , sokak hayvanlarına yönelik olarak onların yaşam alanlarını kısıtlama amaçlı girişimlerin daha da artmasını teşvike yönelik eylemler planlandığını üzülerek görmekte, takip etmekteyiz. Bu eylemler; her canlı gibi sokak hayvanlarımızın da yaşama hakkı olduğu fikrinden uzaklaşarak onları öldürme , hedef gösterme ,toplum için büyük bir tehdit algısı yaratma v.b daha birçok hareketin önünü açmaktadır.
Sosyal medyayı hepimiz aktif kullandığımız gibi bu türden paylaşımlar yapan kişilerin ve yayın organlarının, sokak hayvanlarına karşı toplumda nefret ve şiddet algısı oluşturabilecek yazı ve söylemlerini endişe ile izliyoruz . Hepimizin bir canı ve duygularımızın olduğunu unutmamakla birlikte , hayvanlarımızın da bir can taşıdığını ve onlarında şiddete maruz kaldığında canlarının acıdığını , duygularının olduğunu görebiliyoruz. Biz, öncelikli görevi hak temelli düşünmek ve hakları savunmak olan avukatlar olarak bu nefret söylemine karşı , susmamayı da kendimize ödev kabul ediyoruz. Çünkü toplumdaki sokak hayvanı sorununun onları yok ederek ,öldürerek, yaşam olanağı ,yiyecek ,temiz içme suyu ve doğal barınma alanlarının bulunmadığı noktalara hayvanları adeta sürgün ederek çözülemeyeceğinin bilincindeyiz. Şayet buna kayıtsız kalırsak , katledilen , istismara uğrayan hayvanlarımızın ve gönüllülük esası ile hayvanlarımız için canla başla mücadele edip hayatını kaybetmiş insanlarımızın anısına saygısızlık olacağının bilincindeyiz. Toplum olarak yanlış bir algı oluşturmayı ve sokak hayvanları sorununun çözümünü son derece yanlış ve itlaf gibi çağ dışı yöntemlerde aramayı doğru seçenek gibi gösteren bu eylemlere DUR ! demezsek, bu tahammülsüzlük ikliminde bir gün sıranın bize, güçlü olana benzemeyen güçsüz insan neslinede geleceğinden eminiz. Bizimle aynı hassasiyetleri taşıyan , çözümü çağdaş ve insan onuruna yakışır yollarda arayan ,körüklenen şiddet diline karşı sessiz kalmayacak olan vatandaşlarımızın olduğunun bilincindeyiz. Onların varlığı ve konuya hassasiyeti , sorunun bir an önce ve uygarca aşılacağına inancımızı kuvvetlendirmektedir. Önemle belirtmemiz gerekir ki ,sokak hayvanları ile ilgili yaşanan sorunun çözümü öldürmek, yok saymak ve yeryüzünü sadece insanlara ait kabul etmek değildir. Bu kolay bir çözüm gibi görünse de uzun vadede oldukça büyük sorunlar getirebilecek bir bakış açısını onaylamaktan öteye gitmeyecektir. Bu konuda uyarıda bulunmak da avukatlar olarak bizim kamuoyuna karşı sorumluluğumuzdur. Hoşlanmadığımız, zarar gördüğümüzü düşündüğümüz, her şey ile mücadele ederken onu yok etmek gibi bir çözümün benimsenmesi halinde yer yüzünün bir an için ne hale geleceğini hepimiz bir saniyeliğine bile olsa düşünmeliyiz. Ve bir gün bir başkasının bizim için mücadele edilmesi gereken ” o şey” olduğumuzu düşündüğünde gidecek başka bir dünyamızın olmadığını da hatırlamalıyız. Bu düşünceler ile çözüm aramak bizi doğru ve sağlıklı bakış açısına yöneltecektir.
Bu konuda benimsenmesi gereken en etkin yöntem sokak hayvanlarının kısırlaştırılması ve böylelikle popülasyonun azalarak sorunun ortadan kalkmasının sağlanmasıdır. Bu sebeple Aydın Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak sokak hayvanlarımızın can güvenliği ve sağlığı için 5199 sayılı kanunda belirtilen ; her belediyenin hayvan bakımevlerini kurmakla yükümlü olduğu ve belediyelerin bütçelerinden binde beş oranında hayvanların sağlığı ve bakımına dair bütçe ayrılması gerektiği” bilgisini kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Yani sokak hayvanları ile ilgili toplumda yaşanan olumsuzlukların giderilmesi için birinci derecede sorumluluk ve ödev yerel yönetimlere aittir. Bu konuda yapılacak her iyi niyetli girişimin destekçisi olacağız ve ilgili kurumlar ile işbirliğine hazırız. Ancak yine aynı yasa hükümlerine aykırı davranış ve nefret söylemini körükler her türlü eyleminde ısrarlı takipçisi olacağımızı , yasa hükümlerinin uygulanması için çalışacağımızı ve de her türlü hayvana karşı şiddetin , söylem ve eyleminin karşısında olduğumuzu ve hukuki süreci gönüllülük esası ile yürüteceğimizi Kamuoyu ve Basına saygı ile bildiririz.
AYDIN BAROSU HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU