BASINA VE KAMUOYUNA
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı 23 Nisan 1920, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek bağımsızlığımızı ve milli iradenin hakimiyetini tüm dünyaya ilan ettiğimiz önemli bir tarihtir.
“Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözleriyle ateşlenen milli mücadele hareketi ile ulusal egemenliğe dayalı tam bağımsız bir Türkiye’nin temelleri atılmıştır.
Muhteşem bir hürriyet mücadelesinden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ile birlikte yeni bir devleti tarih sahnesine çıkaran Türk Milleti,bağımsızlığa olan inancı sayesinde inanılmaz bir mücadele örneği sergilemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından tüm dünya çocuklarına armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 102. yıldönümünü büyük bir coşku ve sevinçle kutluyoruz.
Dünya barışının simgesi olarak görülen çocuklarımıza armağan edilen bu bayram ne var ki çocuklarımızın hak ettiği şekilde kutlanamamaktadır.Öyle ki;yıllara baktığımızda dezavantajlı grupların en başında çocuk gelmekte,devletlerin çocuğun üstün yararını gözardı ettiği politikalar sonucu çocuklar defalarca örselenmektedir.
Büyük Önderin Cumhuriyeti emanet ettiği çocuklar son yıllarda hiç istemediğimiz şekilde mağduriyete uğramış; ”çocuk işçi” ve “ çocuk gelin” sıfatlarıyla anılmış, istismar ve şiddete maruz kalmışlardır.
Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından benimsenmiş olan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 4 temel ilkesinden biri olan “yaşama ve gelişme hakkı”nın bugün dünya çocuklarının önemli bir bölümünün elinden alındığını gözlemlemekteyiz.21.yy’da hala savaş tehdidi altında olan çocukların maddi ve manevi açlıklarına ,psikolojik travmalarına acı içinde şahit olmaktayız.Üstelik bu tehdit çok değil bundan tam 2 ay önce Rusya-Ukrayna arasında başlamış,çocuklar evlerinden ve yurtlarından edilmiş,sığınaklara hapsolunmuştur.
Yine Yemen’de aşırı derecede beslenme yetersizliğinden her 10 dk bir ölen çocukların
ihlal edilen yaşama hakkından,temiz su bulabilmek için km lerce yol yürüyen Afrikalı
bir çocuğun sağlıklı beslenme hakkından,dünya üzerinde her 10 çocuktan birinin işçi
olduğu tabloda karşılanamayan eğitim hakkından bugün bahsetmemiz gerekmektedir.
23 Nisan,dünyadaki tek çocuk bayramı olma özelliğini taşıyarak dünya çocukları arasında dostluk,kardeşlik ve sevgi bağlarının pekiştirilmesine katkıda bulunması açısından büyük bir öneme sahiptir.
Çocuklarımızın haklarının etkili bir biçimde korunabilmesi ve bu korumanın verdiği güvenle gelişebilmeleri için devletlerin gözetmesi gereken en önemli ölçüt “çocuğun üstün yararı” dır.Gerek ulusal gerekse uluslararası bazda atılacak her adım bu amaç doğrultusunda olduğu müddetçe işte o zaman toplum olarak ilerlemiş olacağız.
Unutulmamalıdır ki;çocuklarımız geleceğimizin teminatı,barışın ve umudun simgesidir.Onları mutlu edebilmek,iyi bir gelecek sunabilmek,milli ve manevi değerler aşılayarak,topluma faydalı bireyler oluşturmak hepimizin asli görevidir.
Bu duygu ve düşüncelerle;Aydın Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak TBMM’nin açılışının 102.yılı nedeniyle,Başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi saygı,minnet ve rahmetle anıyor,bir kez daha milletimizin ve sevgili çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en içten dileklerimizle kutluyoruz.
Aydın Barosu
Çocuk Hakları Komisyonu